Birincil Karbon Ayak İzi Nedir?

Birincil Karbon Ayak İzi Nedir?

Blog-Post-Image

Karbon Ayak İzi Nedir?

Birincil karbon ayak izini açıklamadan önce, karbon ayak izi kavramını tanımlamamız gerekir.

Karbon ayak izi, genel anlamıyla insan faaliyetlerinin doğrudan veya dolaylı olarak doğada yarattığı zararın karbondioksit (CO2) cinsinden ölçümüdür. Bu zarar; kişi, firma, organizasyon hatta ülke kaynaklı aktivitelerinin neden olduğu CO2 emisyonu, yani salımı olarak ifade edilir.

İçerisinde CO2 de bulunan sera gazları; eğer bu gazları yeteri kadar çekecek bir biyo-kapasite yoksa, bir gıda, yakıt, mamul mallar, malzemeler, ahşap, yollar, binalar, ulaşım ve diğer hizmetlerin üretimi ve tüketimi yoluyla atmosfere yayılır. Karbon ayak izi de daha ayrıntılı tanımla, Kyoto Protokolü tarafından belirlenmiş üretim, hizmet, işleme, dağıtma ve tüketme gibi faaliyetler sonucunda oluşan sera gazı etkilerinin CO2 cinsinden eşdeğerlerinin ölçüm çalışmasıdır.

Bu çalışmalar genelde yıllık olmak üzere belirli zaman dilimlerindeki faaliyetler göz önünde bulundurularak yapılır ve ton bazında ölçülür.

Daha basit örneklerle ifade edecek olursak, bir araba kullandığınızda arabanızın motoru yakıt tüketimine ve kullanım mesafesine bağlı olarak belli bir miktar CO2 oluşturan yakıt yakar. Veya evinizi gaz yağı, doğalgaz, odun, kömür gibi kaynaklarda ısıttığınızda CO2 oluşur.

Evinizi elektrikle bile ısıtsanız elektriğin meydana gelmesi belli bir miktar CO2 üretecektir. Aynı zamanda satın alınan gıda ve malların üretimi de belli bir miktar CO2’ye neden olacaktır.

Peki Bu Ölçümler Neden Yapılır?

Bir firmanın ürettiği ürünün veya sağladığı hizmetin tüm yaratım ve tüketim sürecinde ya da bireysel seviyede insanların kendi ihtiyaçları için yakıt yakıldığında salınan CO2 atmosfere yayılır. Atmosfere yayılan CO2 sera etkisine, sera etkisi dünyanın ısınmasına neden olur, bu da küresel ısınma ve iklim değişikliğinin en büyük nedenlerinden biridir.

Bu etkilere bağlı olarak doğal kaynakların tüketilmesi riski ve doğal kaynakların yok olma tehlikesiyle karşı karşıya kalırız. Yeryüzünde bıraktığımız bu izin ne olduğunu, nelere hangi ölçülerde sebebiyet verdiğini anlamamız ve gerekli önemleri almamız için karbon ayak izinin bilinmesi gerekir.

Karbon Ayak İzi Türleri

Karbon ayak izi, birincil (doğrudan) karbon ayak izi ve ikincil (dolaylı) karbon ayak izi olmak üzere ikiye ayrılır:

Birincil (doğrudan) karbon ayak izi, kişilerin veya kurumların faaliyetlerinde kullanmak üzere yaktıkları fosil yakıtlardan dolayı ortaya çıkan karbon gazı salınımlarının hesaplanması ile ortaya çıkar.

İkincil (dolaylı) karbon ayak izi ise, kullandığımız ürünlerin imalattan tüketime ve bozulmalarına, yani tüm yaşam süreleri boyunca dolaylı olarak yayılan CO2 miktarının hesaplanmasıdır.

Birincil (Doğrudan) Karbon Ayak İzi

Birincil karbon ayak izi, daha önce de söylediğimiz gibi yakıtların yakılması sonucu direkt ortaya çıkan CO2 emisyonları ölçüsüdür.

Kurumsal boyutta düşünecek olursak, ölçüm çalışması raporlanan kuruluş tarafından sahip olunan ve kontrol edilen kaynaklar ve faaliyetlerin doğrudan neden olduğu emisyonlardır. Kuruluşun imal ettiği ürün veya sağlanan hizmetin üretim süresince fosil yakıtlarının yanmasından ortaya çıkan doğrudan CO2 emisyonlarının hesaplanmasıyla ölçülür. Bu emisyonlar aynı zamanda Kapsam 1 sınıfı altında değerlendirilir ve bu adla da anılırlar.

Karbon Ayak İzi Hesaplama Kapsamı Nedir?

Kurumsal karbon ayak izi çalışmaları ISO 14064-1 (Uluslararası Standartlar Teşkilâtı 14064-1) ve GHG Protocol (Sera Gazları Protokolü) tarafından sınıflandırılan “kapsamlar” dahilinde yapılır. Karbon ayak izi emisyon kaynakları doğrudan ve enerji dolaylı emisyonlar olarak ayrılırlar.

Kapsam 1 emisyonları, sahip olunan veya kontrol edilen kaynaklardan gelen doğrudan emisyonlardır. Kuruluşun fosil yakıtlardan ürettiği, dışarıya ilettiği ya da dağıttığı elektrik, ısı ve buharlardan salınır.

Kapsam 2 emisyonları, kuruluşun satın alınan enerjiden kaynaklanan dolaylı emisyonlardır. Yani dışarıdan aldığı ve tükettiği elektrik, ısı, su buharı gibi kaynaklardan gelir.

Kapsam 3 emisyonları ise, Kapsam 2 içinde olmayan ve şirketin değer zincirinde meydana gelen dolaylı emisyonlardır. Yine kuruluş faaliyetleri sonucunda ancak diğer organizasyonlar tarafından kontrol edilen sera gazları salınımlarıdır.

Kapsam 1 altında değerlendirilen Birincil Karbon Ayak İzi kaynaklarına dair birkaç örnek verecek olursak:

  • Kazan, fırın, türbin, ısıtıcı, soğutucu, motor gibi sabit yanmalar
  • Otomobil, kamyon, gemi, uçak gibi mobil yanma
  • Çimento üretimi, petrokimya endüstrisi üretimleri, alüminyum ergitme işlemleri gibi proses emisyonu ve
  • Ekipman bağlantıları, atık su arıtma tesisi, soğutma kuleleri, gaz işleyen tesislerinden gelen kaçak emisyonları düşünebiliriz.

Birincil Karbon Ayak İzi Nasıl Hesaplanır?

Bu soruyu aslında “Doğrudan karbon salınımı nasıl hesaplanır?” şeklide sormamız gerekir çünkü ayak izi zaten ölçüm çalışmasıdır. Kurumsal anlamda cevap bulmak istiyorsak “Kapsam 1 dahilinde hesaplama nasıl yapılır?” şeklinde de sorabiliriz.

Bireysel ve kurumsal karbon ayak izi için değişik yöntemler geliştirilmiştir. Bu yöntemlerin basit mantığı ise fosil yakıtların tüketimine dayalı karbon salınımını hesaplamaktır.

Bireysel salınımı yaklaşık olarak ölçmek için internette kimi hesap makineleri bulunabilir. Bu makineler bazı genel sorular sorarak bireysel faaliyetler nedeniyle yakılan fosil yakıtları ve bunların karşılığı olan karbon emisyonlarını gösterir.

Aşağıdaki örneklerde en çok kullanılan fosil yakıtların karşılığı olan karbon salınımlarını görebilirsiniz:

  • Tüketilen her bir İngiliz galonu* petrol için 10.4 kg karbondioksit (CO2) yayılır.
  • Tüketilen her bir Amerikan galonu benzin için 8.7 kg karbondioksit (CO2) yayılır.
  • Eğer bir araç 100 km’de 7,5 litre dizel yakıt tüketiyorsa, 300 km mesafedeki bir sürücü 3 x 7,5 = 22,5 litre mazot tüketir ve bunun karşılığı olarak sürücünün birincil karbon ayak izine eklenecek CO2 miktarı 22,5 x 2,7 kg = 60,75 kg’dir.

*1 ABD (Sıvı) Galonu = 3,78 Litre’dir.

  1 ABD (Kuru) Galonu = 4,04 Litre’dir.

  1 İngiliz Galonu = 4,54 Litre’dir.

Aşağıdaki faaliyetlerin her biri, kişisel karbon ayak izinize 1 kg CO2 ekler:

  • Toplu taşıma araçları ile seyahat (metro veya otobüs) 10 ila 12 kilometre
  • Arabanızla 6 kilometreye kadar sürüş yapmak (100 km için 7,3 litre benzin kullanıldığını varsayarsak)
  • 2,2 km mesafe kateden bir uçak yolculuğu
  • Bilgisayarı 32 saat çalıştırma (ortalama 60 Watt tüketim)
  • 5 plastik torba üretimi
  • 2 plastik şişe üretimi
  • Bir hamburgerin yaklaşık 1 / 3’ünün üretimi (tamamının üretimi 3.1 kg CO2 verir)

Bireysel Kaynaklı Karbon Ayak İzi Nasıl Azaltılır?

Tercihlerimizde basit değişiklikler yaparak bile bireysel kaynaklı birincil karbon ayak izimizi azaltabiliriz. Bazı basit adımlara birlikte bakalım:

1.Bilinçlenmek

Yaşadığımız yere verdiğimiz zararı azaltmak için önce ne olduğunu anlamamız gerekir. Bunun için basit okumalar yapmak bile bir başlangıçtır.

2.Toplu Taşıma Araçları Kullanma

 Kişi başına düşen yakıt tüketimini azaltmak için mümkün olduğunca bireysel araç kullanmamamız gerekir.

3.Yürümek, Bisiklet Sürmek

Hem kendi sağlığımız hem de dünyanın kendisi için ulaşım tercihlerimizi iyileştirebiliriz.

4.Yenilebilir Enerji Kullanmak

Fosil yakıtlara olan bağımlılığı azaltmak için güneş enerjisi tercih edebiliriz.

5.Elektrik Tüketimini Dengelemek

Tasarruflu ampuller kullanarak ve sadece gerektiği taktirde elektriği kullandığımızdan emin olmamız gerekir.

6.Bilgiyi Yaymak

Etrafımızla ne kadar paylaşırsak o kadar bilinçlenir ve yeni yöntemler geliştirebiliriz.

Sektöre dair en güncel haberler için yazılarımıza göz atın.

10 dk

AB Kurumsal Sürdürülebilirlik Raporlama Yönergesi (Corporate Sustainability Reporting Directive-CSRD)

Finansal Olmayan Raporlama Yönergesi Nedir? AB’de belirli şartları sağlayan büyük şirketlerin, 2018’den itibaren çevr...

10 dk

İklim Değişikliği Nedir?

İklim değişikliği sanılanın aksine geleceğin problemi değildir. Beşerî faktörler sonucu gittikçe artan sera gazı emis...

10 dk

Yeşil Ekonomi Dönüşümü: Sürdürülebilir Bir Geleceğe Doğru

Yeşil ekonomi, ekonomik kalkınmanın çevresel ve toplumsal alanlardaki gelişmelerle birlikte ele alınması gerektiğini...